34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
43,3470£% -0.52
3.005,41%1,48
2.705,79%1,29
9.549,89%1,94
3384885฿%-1.24441
23 Kasım 2024 Cumartesi
Odile Renaud-Basso’nun ”Özel sektör temsilcileri, sivil toplum kuruluşları (STK’lar) ve hükümet yetkilileriyle görüşmeleri de kapsayacak olan dört günlük ziyaret, ülkenin ekonomik açıdan toparlanma sürecine girdiği bir döneme denk geliyor.”
Eylül ayında yayınlanan Bankanın Bölgesel Ekonomik Beklentiler raporu, yatırımcı güvenini artırmaya yardımcı olan faktörler olarak Türkiye’deki son politika değişikliklerini vurguladı.
Renaud-Basso Ankara’da bulunduğu süre içerisinde Banka’nın ülkedeki gündemiyle ilgili olarak kilit bakanlarla görüşecek. Renaud-Basso ayrıca EBRD tarafından desteklenen ve 2030 yılına kadar 5 milyar ABD Doları yatırım yapılmasını hedefleyen Türkiye Endüstriyel Karbonsuzlaştırma Yatırım Platformu’nun (TIDIP) açılışına da katılacak.
Renaud-Basso ayrıca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Guvernörü Fatih Karahan ile görüşmelerde bulunacak.
Sabancı Holding iştiraklerinden Kordsa, sürdürülebilirlik alanında başarılı uygulamalarıyla dünyada örnek gösterilmeye devam ediyor. Sürdürülebilirlik ve inovasyon odağında hayata geçirdiği malzeme teknolojileri vizyonuyla, küresel güçlendirme sektörünün yeşil dönüşümüne öncülük eden Kordsa, dünyada sürdürülebilirlik derecelendirmesi yapan en itibarlı platformlar arasında yer alan EcoVadis tarafından geçtiğimiz yılın ardından bu yıl da Altın Madalya ile ödüllendirildi.
Dünya genelinde yaklaşık 220 iş kolundan toplam 130 binden fazla şirketi değerlendiren EcoVadis, büyük, orta, küçük ölçekli her boyutta kamu veya özel işletmeyi bütünsel sürdürülebilirlik açısından değerlendiriyor. Çevre, çalışan ve insan hakları, etik, sürdürülebilir tedarik uygulamaları alanlarında kanıta dayalı yapılan değerlendirmeler sonrasında şirketlere 0’dan 100’e kadar değişen bir puan veriliyor ve bu puana karşılık gelen bronz, gümüş, altın veya platinyum kategorilerinde sınıflandırılıyor. Yapılan değerlendirmede ilk yüzde 5’lik dilimde yer alan şirketler, altın madalya ile ödüllendiriliyor.
“Bütüncül Bir Bakış Açısıyla Stratejik Yol Haritamızı Şekillendiriyoruz”
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Kordsa Sürdürülebilirlik ve İletişim Direktörü Nevra Aydoğan Gürsoy, “Sürdürülebilirlik hedeflerimize ulaşabilmek için ESG’nin (çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişimin) tüm unsurlarını kapsayan bütüncül bir bakış açısıyla stratejik yol haritamızı şekillendiriyoruz. İleri malzeme odaklı bir sanayi şirketi olarak, çevre, çalışan ve insan hakları, etik, sürdürülebilir tedarik uygulamaları gibi kritik alanlarda ortaya koymakta olduğumuz iyi uygulamaların, dokunduğumuz her alanda dönüşüme katkı sağlayacağının bilincindeyiz. Bu uygulamalar sonucunda, Kordsa, derecelendirmeye giren şirketler arasında en iyi %5’lik dilimde yer alarak Altın Madalya almaya hak kazandı. Sorumluluk ile gerçekleştirdiğimiz faaliyetlerin, EcoVadis gibi platformlar tarafından onaylanması, sürdürülebilirlik yaklaşımımıza olan inancımızı pekiştirmekle kalmıyor, aynı zamanda bizleri sorumlulukla daha kararlı adımlar atmaya teşvik ediyor” dedi.
Film, ticaretin merkezinden eğitimin temel yapı taşlarına, sağlığın özen gerektiren dünyasından hayatın gündelik ritmine kadar birçok alanda Vinov’un sağladığı eşsiz avantajları, ilham veren bir anlatımla gözler önüne seriyor.
VakıfBank, ticaretten eğitime, sağlıktan günlük hayata kadar pek çok alanda ödeme ve tahsilat süreçlerini kolaylaştırarak yaşamı dönüştüren yenilikçi ekosistemi Vinov için hazırladığı reklam filmini izleyicilerle buluşturdu.
Filmde Vinov’un dijital çağın hızına ayak uyduran, müşterilere pratik ve modern çözümler sunan yenilikçi yüzü, etkileyici bir anlatımla izleyicilere aktarılıyor. Filmde VakıfBank’ın marka yüzü Tolga Sarıtaş, Vinov’un ödeme ve tahsilat süreçlerini kolaylaştırarak müşterilerin hayatlarına kattığı değeri, gerçek yaşamdan ilham alan etkileyici kesitlerle ve Vinov’un benzersiz piksel dünyası içinde izleyiciye sunuyor.
Bu görsel şölenin en dikkat çeken yanı ise, dijital ortamda tasarlanan piksel dünyası. Reklam filmi için Vinov logosundan ilham alınarak tamamen dijital ortamda oluşturulan piksel dünyası ile fiziki ortamda yapılan çekimler, post prodüksiyon aşamasında ustalıkla bir araya getirilerek, gerçeklik ve hayal gücünü eşsiz bir uyum içinde izleyiciyle buluşuyor. Dijital çağın estetik bir yansıması olan piksel dünyası, yalnızca Vinov’un ileri teknolojilere dayalı yenilikçi yapısını değil, aynı zamanda VakıfBank’ın müşterilerini ve bankacılık dünyasını modern çözümlerle tanıştırma konusundaki vizyoner yaklaşımını da etkileyici bir şekilde gözler önüne seriyor.
KÜNYE
Reklamveren: VakıfBank
Reklamveren Yetkilileri: Ferkan Merdan (Genel Müdür Yardımcısı), Gönül Göral Öztürk, Gülin Günel Keşci, Neslişah Şevval Kuşaklı
Reklam Ajansı: Papillon İstanbul- Yunus Becit (Ajans Başkanı) / Fatih Öztürk (Genel Müdür)
Yaratıcı Ekip: İlkay Saltık (Kreatif Direktör), Buğra Ertürk, Salih Küçük, Bilal Poyraz, Aytunç Erkekoğlu, Cem Gündoğdu, İlayda Öztin
Müşteri İlişkileri: Gülden Özbaşaran Udum, Esra Akbaş, Eylül Karagülle
Yapım Şirketi: Autonomy
Yönetmen: Doğan Tanyer
Müzik: 25m2
Post Prodüksiyon: Tonic Effects Post Production
Ekonomik krizler hem küresel hem de yerel ölçekte finansal sistemlerin dengesini sarsan önemli dönüm noktalarıdır. Çoğu zaman tarihin yönünü değiştirebilecek ölçüde derin etkiler bırakan bu krizler, ekonomik balonlar, yönetim hataları, jeopolitik çatışmalar veya doğal afetler gibi çeşitli faktörlerle tetiklenir. Bu makalede, tarihteki en büyük beş ekonomik krize yakından bakacak, bu krizlerin nasıl aşıldığını ve ardından küresel ekonominin hangi yollardan geçtiğini ele alacağız.
1929 Büyük Buhran
1929’daki Büyük Buhran, modern tarihin gördüğü en çarpıcı ekonomik gerilemelerden biriydi. ABD’de hisse senedi piyasalarının çöküşü, binlerce bankanın iflası ve sanayi üretimindeki dramatik düşüşle karakterize edilen bu dönemin etkileri, kısa sürede tüm dünyayı sarstı. Temel gıda ve temel mal üretimi durma noktasına geldi, fabrika kapatmaları ve işten çıkarmalar hız kazandı. ABD gibi sanayileşmiş ülkelerde işsizlik oranları yüzde 25’e kadar çıktı. Bu, mali sistemin tüm dünyadaki güvenilirliğini derinden sarstı ve ülkelerin ticaret yollarını kapatmasından ötürü uluslararası ticaret durma noktasına geldi.
Krizin Sona Ermesi
Büyük Buhran’dan çıkış süreci oldukça karmaşıktı ve birkaç yılı buldu. ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt’in 1933’te başlattığı ekonomik canlanma programı “New Deal”, buhranın hafiflemesinde kritik rol oynadı. Kamu altyapı projelerine büyük yatırımlar yapıldı, sanayi sektörleri desteklendi ve bankacılık sisteminde önemli reformlar gerçekleştirildi. Aynı dönemde, dünya genelinde artan askeri harcamalar, özellikle II. Dünya Savaşı’nın yaklaşmasıyla birlikte sanayi talebini artırarak ekonomik canlanmayı teşvik etti. Böylece, işsizlik azalmaya ve üretim artmaya başladı, bu da ekonomik toparlanmanın anahtarı oldu.
1973 Petrol Krizi
1973 Petrol Krizi, Yom Kippur Savaşı’nın ardından OPEC ülkelerinin ABD ve Batı Avrupa’ya petrol ambargosu uygulamasıyla tetiklenen bir enerji krizi olarak başladı. Petrol fiyatlarının dört katına çıkması, dünya genelinde enflasyonu artırarak küresel ekonomik durgunluğa yol açtı. Batı ülkelerinde ekonomik büyüme yavaşladı, enflasyon yükseldi ve işsizlik arttı. Bu dönemde “stagflasyon” terimi ekonomik literatüre girdi ve enerji güvenliği konusu ülkelerin gündemlerinin üst sıralarına yerleşti.
Krizin Sona Ermesi
Krizin sona ermesinde, ülkelerin enerji politikalarını yeniden ele alması önemli bir rol oynadı. ABD ve Avrupa ülkeleri enerji verimliliği artırmak için yeni teknolojilere yöneldi ve alternatif enerji kaynaklarına yatırım yapmaya başladı. Ayrıca, petrol ihracatçısı ülkelerle olan diplomatik ilişkiler geliştirildi. Arz-talep dengesinin yeniden kurulması ve üretimin artışıyla birlikte, petrol fiyatları yavaş yavaş istikrara kavuştu. Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) kurulması gibi önlemler, gelecekteki enerji krizlerine karşı daha hazırlıklı olunmasını sağladı.
1997 Asya Finans Krizi
1997’de Tayland’da başlayan Asya Finans Krizi, kısa sürede Güneydoğu Asya ülkelerine yayıldı ve finansal sistemlerin sert biçimde sarsılmasına yol açtı. Bölgedeki yüksek borçlanma ve spekülatif yatırımlar sürdürülemez bir seviyeye ulaşmıştı. Döviz kurları ve hisse senedi piyasaları çöküş yaşarken, bölgesel ticaret hacmi ciddi şekilde daraldı. Güney Kore, Endonezya ve Malezya gibi büyük ekonomiler bile krizin etkisiyle sarsıldı ve uluslararası yatırımcılar hızla piyasadan çekildi.
Krizin Sona Ermesi
Bu kriz, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankasının devreye girmesiyle hafifletildi. Etkilenen ülkelere acil yardım paketleri sağlandı ve mali sektördeki reformlarla ekonomik istikrar sağlanmaya çalışıldı. Ülkeler bankacılık sektörlerini yeniden yapılandırdı, regülasyonları sıkılaştırdı ve ekonomik yönetim kapasitelerini geliştirdi. Ayrıca, krizin ardından Asya ülkeleri, döviz rezervlerini artırarak ve ekonomik iş birliklerini güçlendirerek finansal sistemlerini daha dirençli hale getirdi. Bu adımlar, krizin son bulmasına ve bölge ekonomilerinin zamanla toparlanmasına yardımcı oldu.
2008 Küresel Finans Krizi
2008 Küresel Finansal Krizi, ABD’de subprime mortgage piyasasındaki erimeyle başlayan ve kısa sürede tüm dünyayı etkileyen kapsamlı bir ekonomik çöküntüydü. Büyük finans kuruluşlarının iflasları, konut fiyatlarındaki düşüş ve küresel kredi sıkışıklığı, bankacılık sistemini ve dünya ekonomilerini tehdit etti. Finansal piyasalarda güven kaybı yaşandı ve birçok ülkede ekonomik küçülme ve yüksek işsizlik oranları görüldü.
Krizin Sona Ermesi
Temel itici güç, dünya genelinde koordineli merkez bankası müdahaleleri ve hükümetlerin büyük ölçekli mali teşvik paketleriydi. ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) gibi kurumlar likidite tedbirleri aldı ve faiz oranlarını indirdi. Hükümetler, bankaların kurtarılması ve ekonomik büyümenin teşviki için tarihin en büyük kurtarma paketlerini uyguladı. Bankacılık sektörüne getirilen yeni regülasyonlar, finansal sistemin gelecekte benzer bir krize karşı daha dayanıklı olmasını sağladı. Bu entegrasyon ve reformlar, yavaş ama istikrarlı bir ekonomik toparlanmanın yolunu açtı.
Euro Bölgesi Borç Krizi
Euro Bölgesi Borç Krizi, 2009 yılında Yunanistan’ın borçlarını ödeyememe riski ile başladı ve İrlanda, Portekiz, İspanya ve İtalya gibi ülkelerde de finansal istikrarsızlığa yol açtı. Euro sisteminin yapısal zayıflıkları ile birleşen yüksek borç ve bütçe açıkları, piyasalarda panik yarattı. Ülkelerin borçlanma maliyetleri hızla arttı ve kemer sıkma politikaları halk arasında büyük rahatsızlıklar doğurdu.
Krizin Sona Ermesi
Krizin üstesinden gelmek için Avrupa kurumları, çeşitli tedbirleri hayata geçirdi. Avrupa Merkez Bankası, düşük faiz politikalarını ve tahvil alımlarını artırarak piyasaların rahatlamasına katkıda bulundu. Avrupa İstikrar Mekanizması’nın kurulması, kriz yaşayan ülkelere mali yardım sağladı. Birçok ülkede sert mali reformlar ve bütçe disiplini uygulandı. Avrupa düzeyinde ekonomik entegrasyonun güçlendirilmesi ve mali düzenlemelerin sıkılaştırılması, krizin üstesinden gelinmesinde etkili oldu. Avrupa Merkez Bankası’nın kriz sırasında benimsediği “ne gerekiyorsa yaparız” politikası, piyasalarda güveni yeniden tesis etti ve krizin sona ermesine yardımcı oldu.
Yeni görevine başlamasıyla birlikte BeLux Yönetim Ekibi’nde yer alacak olan Akkaynak, aynı zamanda Kuzey ve Batı Avrupa Medikal Liderlik Ekibine de dahil olacak.
GSK, çalışanlarının kariyer gelişimini desteklemek amacıyla global ölçekte fırsatlar sunan bir yetenek yönetim modeli uyguluyor. Bu model kapsamında, çalışanlarına uluslararası platformlarda kariyer yapma olanağı tanıyan GSK, global ve bölgesel liderlik pozisyonlarına atamalar gerçekleştiriyor. Z. Diyar Akkaynak’ın Belçika ve Lüksemburg’daki yeni görevine atanması, GSK’nın sunduğu global kariyer fırsatlarının somut bir örneği olarak öne çıkıyor.
Gelişim ve yetenek yönetimi stratejileri doğrultusunda başarılı liderler yetiştirmeyi hedefleyen GSK Türkiye, bulunduğu bölgede yurt dışına en çok yetenek gönderen ülkelerden biri olarak dikkat çekiyor. Son 3 yıl içinde GSK Türkiye’den 15’ten fazla çalışan, bölgesel ve global çapta farklı liderlik rollerine atandı.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.