Doğan Holding maden yatırımlarında satın alma süreçlerini tamamladı

Doğan Holding, stratejik madenlere yaptığı yatırımlarla, Türkiye’nin cari açığını azaltma ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkı sağlama misyonunu kararlılıkla sürdürüyor.

Holding, Gümüştaş Madencilik ve Doku Madencilik’in satın alımını KAP (Kamuyu Aydınlatma Platformu) açıklaması ile resmen duyurarak madencilik sektöründe iddialı bir adım attı. Doğan Holding, Gümüştaş Madencilik ve Doku Madencilik’in satın alımını KAP açıklaması ile resmen duyurarak madencilik sektöründe iddialı bir adım attı. Kurşun, çinko, bakır, pirit gibi stratejik cevherlerin üretiminde lider konuma gelmeyi ve kurşun-çinko konsantre üretiminde sektörün güçlü oyuncularından biri olmayı hedefleyen Doğan Holding, bu alanda büyüme vizyonunu ortaya koyuyor. Türkiye’nin ekonomik büyüme ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkı sağlama misyonuyla, Kurmel Holding A.Ş.’den yüzde 50, Ortadoğu Otomotiv’den ise yüzde 25 hisse alımı gerçekleştiren Holding, madencilik sektöründe yeni bir güç olarak dikkat çekiyor. Yıllık 1 milyon ton üretim yapmayı hedefliyor Doğan Holding, öncelikli olarak geçmiş yıllarda uluslararası kabul görmüş maden kaynak ve rezerv raporlama standartlarına göre; öngörülen 12 milyon ton görünür rezervi olan maden sahalarından yıllık 1 milyon ton üretim yapmayı hedefliyor. Yeraltı madencilik metodları ile çalışılacak bu sahanın yanı sıra şirket bünyesinde yer alan 90’ın üzerinde arama ruhsatıyla, özellikle yeşil enerjinin ihtiyaç duyduğu batarya mineralleri olarak anılan başta bakır ve manganez olmak üzere farklı cevherlerin bulunması hedefleniyor. Önümüzdeki 4 yıl sadece Niğde Bolkar sahası özelinde 100 milyon dolar tesis ve yeraltı madencilik yatırım yapılması planlanıyor. Doğan Holding, bugüne kadar Gümüştaş tarafından sürdürülen jeolojik aramalara devam etmeyi, geçmiş yıllarda yıllık ortalama 100 bin metre olan sondajlı arama faaliyetlerini artırmayı ve yeraltı kaynaklarını keşfi için yatırımlarını sürdürmeyi önceliklendiriyor. Yeni yatırımlarla etki alanımızı büyüteceğiz Doğan Holding CEO’su Çağlar Göğüş, Holdingin madencilik sektöründeki yeni yatırımlarını şu sözlerle değerlendirdi: “Doğan Holding olarak katma değerli alanlara yatırım yaparak ülkemiz ekonomisine katkıda bulunmaya, Grubumuz içerisinde önemli bir tecrübeye sahip olduğumuz bu iş kolunda büyüme hamlelerimizle devam ediyoruz. Niğde’den Bitlis’e uzanan geniş bir coğrafyada faaliyet gösteren bu şirketimizle sanayi yoğun bölgelerin dışında yatırım ve istihdam sayesinde yerel ekonomiye destek olurken sosyal kalkınmaya da katkıda bulunacağız” dedi. Göğüş, yatırım alanına göre madencilik sektörünün yeşil dönüşüm ve geleceğin teknolojilerine hammadde sağlaması bakımından önemli olduğunun altını çizerek “Özellikle çinko ve kurşun, günümüz endüstrilerinin önemli bir girdisi ve bakır ile birlikte yeşil ekonomi için de son derece önemli ham maddeler. Ekonomik faydalarının yanında çevresel ve toplumsal sorumluluğa destek olan sürdürülebilir madencilik uygulamalarının güçlü birer örneği olacağına inandığımız bu yeni yatırımımızdan dolayı heyecanlıyız. 65 yıllık geçmişimizden aldığımız güç ve sorumlu bir yatırım holding olma perspektifimizle; ülkemiz, çalışanlarımız ve paydaşlarımız için değer katmaya devam edeceğiz.” açıklamasında bulundu. Sorumlu madencilik ve sürdürülebilir çevre yaklaşımı Doğan Holding, tüm iş süreçlerinde sürdürülebilirlik politikalarını ve Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ÇSY) kriterlerini temel alan bir yaklaşımı benimseyerek, madencilik faaliyetlerinde çevresel iyileştirme ve toplumsal sorumluluk projelerini önemsiyor. Bu yaklaşım, yalnızca kaynakların çıkarılmasıyla sınırlı kalmayıp, çevreye duyarlı madencilik uygulamaları, habitat restorasyonu ve doğal kaynakların korunması gibi uzun vadeli sürdürülebilirlik hedefleriyle destekleniyor. Sosyal sorumluluk kapsamında ise, madencilik bölgelerinde yerel halkın refahını artıracak sosyal projeler, eğitim ve istihdam fırsatları, madencilikten doğan ekonomik değerin topluma kazandırılıyor olması öncelikli olarak değerlendiriliyor. Holding, paydaşlarıyla şeffaf ve güvenilir bir iletişim kurarak faaliyetlerinin her aşamasında hesap verebilirlik ilkesiyle hareket ederken, uluslararası standartları yakalama hedefiyle topluma ve çevreye olan duyarlılığını da ön planda tutuyor.