ILO Türkiye Ofisi Direktörü, Cumhuriyet’in 100. Yılını kutladı

ILO Türkiye Ofisi Direktörü Yasser Hassan Cumhuriyet'in 100. Yılını bir mesaj yayımlayarak kutladı.

Bugün 29 Ekim 2023. Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzüncü yılı. Türkiye ve Türkiye’nin dünyadaki tüm dostları gururla bu günü kutluyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Ofisi Direktörü olarak, barışı korumanın en etkili yolu olarak sosyal adaleti teşvik etmek amacıyla 1919'da kurulan ve Uluslararası Kuruluşların en eskisi olan ILO adına en içten tebriklerimi sunuyorum. Türk milletinin kararlılığı ve azmiyle şekillenen Cumhuriyet, uzun bir bağımsızlık mücadelesinin ardından, Mustafa Kemal Atatürk tarafından kuruldu. İlan edildiğinde, Cumhuriyet, halk tarafından gururla ve sevinçle karşılandı. Cumhuriyetin doğuşu, tarihin, kendi milletinin ve diğer ulusların halklarının önemli bir buluşma noktasını oluşturmuştur. Geçtiğimiz yüz yıl boyunca Cumhuriyet, sosyal ve ekonomik ilerlemeyi hedefleyerek yoğun bir çalışma ve azimle büyümüş, gelişmiş ve güçlenmiştir. ILO da, benzer bir şekilde, Birinci Dünya Savaşı'nın küllerinden doğmuştur. Versay Antlaşması'nın temel araçlarından biri olarak ortaya çıkan ILO’nun kurulması sembolik bir anlamdan fazlasını ifade etmektedir. ILO’nun kuruluşu aynı zamanda ekonomik ve sosyal ilerlemenin birbirine paralel olarak gelişmesi gerektiğine ve etkin bir uluslararası işbirliği yoluyla tüm çalışanlar için adil koşulların sağlanmasının, kalıcı bir barış için hayati öneme sahip olduğuna dair derin ve güçlü bir kabule işaret etmiştir. ILO'nun kuruluş felsefesi, basit ancak kendi içinde son derece ağırlığı ve anlamı olan “emeğin bir meta olmadığı” ve “evrensel ve kalıcı barışın sadece sosyal adaletin tesis edilmesiyle mümkün olabileceği” kavramlarına dayanmaktadır. Yüzyılı aşkın bir süredir dünya genelinde hükümetler, işverenler ve işçiler, sosyal adaleti güçlendirmek ve insana yakışır işi teşvik etmek için durmaksızın birlikte çaba sarf etmektedir. Türkiye'de, 1923 yılı Türkiye Cumhuriyeti’nin doğmasına neden olan kaydadeğer bir siyasi ve ekonomik değişime işaret eder. Bu dönemde halkın arasındaki dayanışma duygusu ülkenin güçlenmesi, ulusun inşası, reform çabaları ve sosyo-ekonomik kalkınma için hayati bir rol oynamıştır. O dönemde, Türkiye Cumhuriyeti’nin ILO ile ilk temasları Atatürk'ün barış, sosyal ve ekonomik ilerleme ve insanların sosyal ve ekonomik haklarına odaklanan reformlarına paralel olarak 1920’lerde başlamıştır. Türkiye ILO’ya 18. Temmuz 1932 tarihinde üye olmuştur. Başlangıçtan itibaren sağlam bir sosyal temel oluşturulmasına büyük önem verilmiş, ILO ile Türkiye herkes için sosyal adaletin teşvik edilmesi amacıyla özverili bir şekilde işbirliği yapmıştır. Türkiye'nin ILO üyesi olmasından bu yana, insana yakışır iş gündeminin hedeflerine ulaşmak amacıyla istihdam, çalışan hakları, sosyal koruma, sosyal diyalog ve iş sağlığı ve güvenliği gibi çalışma hayatıyla ilgili farklı alanlarda işbirliklerimiz daha da derinleşmiştir. Bugün itibariyle Türkiye, 10 Temel Sözleşmenin tamamı, üç Yönetişim Sözleşmesi ve 46 Teknik Sözleşme dahil olmak üzere 59 Sözleşmeyi onaylamıştır. Bu, Türkiye Cumhuriyeti'nin Uluslararası Çalışma Standartlarına olan güçlü bağlılığını göstermektedir. İlki 1948-1951 dönemi olmak üzere 2021-2024 dönemine kadar devam eden süreçte ILO'nun üç taraflı Yönetim Kurulu üyeliğinde temsil edilen Türk hükümeti ve sosyal ortakları, ILO'nun sosyal adaleti sağlama çabalarına aktif bir şekilde katkıda bulunmaktadırlar. ILO’nun kuruluşunun “Yüzüncü Yıl Dönümü olan 2019 yılında düzenlenen Uluslararası Çalışma Konferansı'nı teşrif eden Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın, küresel çalışma dünyası topluluğuna verdiği mesajda çok açık ve net olarak belirttiği üzere: “ILO fark yaratan yönünü sadece sosyal barışı tesis ederek değil aynı zamanda uluslararası barışa katkı sunarak da kanıtlamıştır.” “ILO Türkiye Ofisi, Türk paydaşlarıyla birlikte herkes için insan onuruna yakışır işi mümkün kılmak için çalışmaktadır.” Türkiye'deki ilk ILO Ofisi, 1952 yılında Yakın ve Orta Doğu İnsan Gücü Saha Ofisi olarak İstanbul'da açılmıştır. 1976 yılında Ankara'ya taşınan ILO Türkiye Ofisi, herkes için insana yakışır işi mümkün kılmak amacıyla Türk paydaşlarıyla yakın işbirliği içinde çalışmaya devam etmektedir. Misyonumuz; hükümetle, işçi ve işveren kuruluşlarının yanısıra diğer uluslararası kuruluşlar ve paydaşlarla etkin bir ilişki içinde, herkes için insana yakışır işler sağlanması için ILO’nun, Türkiye’de güçlü ve proaktif bir şekilde varlığını sürdürmesidir. ILO'nun temel önceliklerinin, standartlarının, kazanımlarının ve politikalarının Türkiye’de güçlendirilmesi ve ILO’nun deneyimlerinin ilgili tüm kurum ve kuruluşta yansımasını bulması konusundaki kararlılığımızı sürdürüyoruz. Türkiye'nin ILO’ya katılmasından bu yana, istihdam, çalışma yaşamındaki haklar, sosyal koruma, sosyal diyalog, her türlü ayrımcılıkla mücadele, kayıt dışı ekonomi, yeşil ekonomiye adil geçiş, istihdam edilebilirlik, beceriler ve yaşam boyu öğrenme, iş güvenliği ve sağlığı gibi insana yakışır iş gündeminin hedeflerine ulaşmak için çalışma yaşamı ile ilgili çeşitli alanlardaki ortaklıklarımız daha da derinleşmiştir. Türk hükümeti, işveren ve işçi kuruluşlarıyla birlikte bu konuları ele almak ve bu hedefleri gerçeğe dönüştürmek için çalışıyoruz, çünkü biliyoruz ki hepimizin hayatındaki pek çok şey bu kavramlara bağlıdır. Dört yıl önce kutladığımız ILO'nun Yüzüncü Kuruluş Yıldönümü, sadece bir kutlama vesilesi değil, aynı zamanda amaçlarımız ve gelecek için çizdiğimiz rota üzerine düşünme fırsatı da sunmuştur. Tarihimiz bize, birçok dersin yanı sıra, paylaştığımız değerlerin, ortak değerlerimizin, çabalarımızın, kapasitemizin ve bunlar temelinde hareket etme kararlılığımızın ortak geleceğimizin temel yapı taşını oluşturacağını göstermektedir. Cumhuriyet'in 100. yılını kutlarken, Cumhuriyet’in yarınlarının da insana yakışır iş, dayanışma, refah ve herkes için sosyal adalet sağlanmasıyla ilerleme kaydetme gibi değerlere sahip çıkacağına ve koruyacağına eminim. Bu sayede amaçlarımız birbiriyle örtüşmeye ve kaderlerimiz kaçınılmaz bir şekilde bir olmaya devam edecektir. ILO Türkiye Ofisi ve şahsım adına Türkiye'de sosyal adaletin gelişmesini desteklemeye olan bağlılığımızı kararlılıkla sürdürdüğümüzü ifade etmek isterim. Çok yaşa Türkiye Cumhuriyeti!